Yazar Selahattin Yusuf’tan okunacak bir roman daha: Masumiyetin Son Günleri… Everest Yayınları etiketiyle raflarda yerini alan bu roman, Türkiye’deki ideolojik meselelere dair bir okuma sunuyor.
Masumiyetin Son Günleri hem yeni bir roman hem de hafızamızı tazelemeye yardımcı olan bir eser. Romanlarıyla geniş bir okur kitlesine ulaşan, edebiyat ile ideolojiyi aynı potada eritmesiyle tanınan Selahattin Yusuf, okurlarını yeniden sevindirecek.
Masumiyetin Son Günleri trajedi duygusunu kurbanda değil katilde arıyor. Bu benzetmede cinayet umutsuzluğun eşiğinde duruyor. Buradaki aşk, kalbe sedef kakmalı bir hançerin kabzasını andırıyor. ilgi alanları, “İlişkiyi kuran kişi mahvoldu.”sözlerini haklı çıkarıyor.
İki kaybedenin dayanışması aslında en derin dayanışmadır. Ve bu yoldaşlık tüm çaresizlikleri güzelleştirir.
Aşkın saf ve acı hali
Saf sevgi bu benzetmenin semalarında parlayıp kayboluyor. O günahsız ve saf sevginin yalnızca acı verici bir izlenimi kaldı.
Mücadele kapıları açamaz; tam tersine duvarları daha da sağırlaştırır. Tüm şiirsel jestler, sonunda açılmayacak bir kapıyı çalmak anlamına gelir. Geriye kalan tek şey bir şey için yaşamaktır. Tek bir şey için yaşamanın şiiri kalır. Masum, Handan, Servet, Ahmet, Naz ve diğerleri…
Bizi instagramda takip et
İdeolojik kökenlere ışık tutan roman
Artık hepsi tek bir şey için yaşıyor. Ve hırsları çoğu zaman birbirine karışmış ve içinden çıkılamaz hale gelir. Masumiyetin Son Günleri, Türkiye’deki mevcut kültürel-ideolojik ortamın kökenlerine ışık tutuyor.
Sayfalar: 256
geleneksel bir çekişme
Sağ ve sol arasındaki klasik çatışmanın taraflarını olabildiğince tarafsız bir gözlemle inceliyor. Seyahat ve benzeri olayların arka planına ışık tutuyor.
Toplumsal isyanın köklerini Türk toplumunun kolektif bilinçaltında arıyor. Bağların mevcut durumunu çarpıcı bir üslupla anlatıyor.
Selahattin Yusuf
Yazarın zevkli üslubuyla
Henüz yaşanmamış bir aşkın trajik ölümü, Masumiyetin Son Günleri hikâyesinde Selahattin Yusuf’un çarpıcı üslubuyla gözler önüne seriliyor.
